SERGİ; Derinlerdeki Ruhlar
Silva Bingaz, 1967 yılında Malatya’da doğru. Çalışmalarını İstanbul’da sürdürüyor.
Bingaz’ın ilk fotoğraf çalışması 2001’deki Evde Değilse Nerede başlıklı saydam gösterisidir. Bu çalışma, üç yıl üzerinde çalıştığı Iraklı kadın göçmen Beyan ile ilgili projesinin başlangıç noktasıdır. Sanatçının fotoğraf alanında, teknik, estetik ve sergilemeye dair birikimi ve günümüz fotoğrafına dair bilinci, farklı ülkelerden fotoğraf ustalarıyla karşılaşmaları ve onlarla ilişkisiyle şekillenmiştir. 2002’de katılığı Anders Petersen’in atölyesi, onun için bir dönüm noktasıdır. 2006 yılında İsveç’te Petersen’in karanlık odasında çalışan Bingaz, Fransa başta olmak üzere birçok ülkede üretim ve eleştirel düşünmeye yönelik fotoğraf atölyelerine katılarak önemli fotoğrafçılarla yakın çalışma fırsatı bulmuştur.
Bingaz’in Kıyı çalışmasında farklı seçkiler, 2007’de Tütün Deposu’nda, 2008’de Selanik Kalfayan Galeri’de sergilenmiştir. Yer aldığı EU Women projesi, 2007’de Lodz, Paris, Seville ve New York’ta gösterilmiştir. Geniş Açı Proje Ofisi’nin 2010 İstanbul Kültür Başkenti kapsamında düzenlediği Mahalle sergisinde yer alan Bingaz, her yıl Avrupa Kültür başkentlerinden seçilen birer fotoğrafçının katılımıyla düzenlenen “Japonya’ya Avrupa Bakışı” misafir sanatçı programı kapsamında, 2010 yılında Japonya’nın Totori kentinde çalışmıştır. Japonya’da kitap olarak basılan bu proje, İstanbul Avrupa Kültür Başkenti kapsamında da sergilenmiştir.
Derinlerdeki Ruhlar
Ben dünyanın neresine gidersem gideyim aynı fotoğrafı çekerken aynı kozayı örmeye çalışırım. Gittiğim yerlerdeki görsel farklılıkları vurgulamak benim icin son derece bilimsel ve akla dayalı sonuçlar yaratan bir dokumanterizmdir. Aklın dışına çıkıp duyumlarımı ve sezgilerimi kullandığımdaysa gittiğim yerin ruhuna ulaşmanın adımlarını atmış olurum. Benim için, bir şehrin, bir ülkenin, bu dünyanın ruhuna ulaşmak demek; insan ruhunun en temeldeki varolma biçimleriyle benzer olduğunu görmek demektir. Biçimsel farklılıkları görmeden ruhsal benzerlikleri gördüğünüz bu fotoğraflar için Marsilya, İstanbul, Tottori, Çanakkale demek pek de mümkün olmaz. Onlar Nadir, Natsuki, Osamura veya Raymound’tur ve ortak soyumuz olan insanlığın ruhlarının yansımalarıdır.
This post is also available in: İngilizce