JONATHAN LEWIS – TARLABAŞI
Tarlabaşı semti Istanbul’un merkezinde yer alır. 1960’lara dek sonradan evlerini terk etmek zorunda kalan Rum ve Ermeni azınlığın yetenekli zanaatkarlarına ve becerikli çalışan sınıfına ev sahipliği yapan semtte Levanten mimarisi tarzı evler göze çarpmaktadır. 1955’in zorunlu göçlerini takiben bölge hakedilmemiş bir kötü şöhrete ve kaçılacak bir yer, bir suç merkezi ve suçluların, hırsızların yatağı olarak adlandırılmıştır.
Tarlabaşına dair kabul edilen anlatılar olan, hiçbir toplumsal yapının varolmadığı ve suç merkezi olduğu iddiaları gerçekten çok uzaktır. Tarlabaşı, şu anda Türkiye’nin pek çok azınlık grubunun yaşadığı, etnik ve sosyal olarak katmanlı bir toplumu barındırmaktadır. Avrupa’ya gitmeyi bekleyen Afrikalı göçmenler, evlerinden çıkmak zorunda kalan Romanlar, Kürtler ve marjinal cinsel eğilime sahip bireylerin oluşturduğu bir topluluktur bu.
Bu proje kentsel dönüşüm projesi öncesinde (semt sakinlerinin çoğu bu dönüşüme direnebileceğini düşünüyordu), dönüşüm sırasında ve dönüşümün mevcut olarak halen devam eden etkisini konu edinen safhalar içermektedit. Tarlabaşında yaşayan insanlar, orada yaşayan topluluklar, içinde yaşadıkları büyük evleriyle birlikte etnik ve sosyal gruplar bu projenin konusunu oluşturmaktadır.
This post is also available in: İngilizce